- Anasayfa
- Soru Cevap
- Felsefe din ilişkisi Nedir
Sorunun resmini çek cevaplansın.
Soru Tarat
Sorunun resmini çek cevaplansın.
Sorunun resmini çek cevaplansın.
-
0 Felsefe din ilişkisi Nedir
"Felsefe din ilişkisi sorusunun yanıtı nedir?"
Henüz bu yazıyı takip eden yok.. -
15
En İyi
Cevap Felsefe ve din arasındaki ilişkiye geniş açıdan bakabilmek için öncelikle bu iki kavramın ayrı ayrı anlamını bilmek önem taşımaktadır.
İnanç sistemi olarak din, insanlığın kendilik bilincini oluşturma dönemlerinden itibaren varlığını sürdürmektedir. Din, Tanrı’yı merkeze alarak, kainatı, dünyayı, canlılığı ve insanın kökenlerini birbirleriyle ilişkilendirerek açıklayan ve insanın Tanrı’yla dua üzerinden bildirişimde bulunduğu inanç sistemidir. Dinin esasını İnsanla Tanrı arasındaki dua ilişkisi belirlemektedir. Dine ilişkin bilgilerin, buyruklar, kurallar, gelenekler yoluyla Tanrı’dan doğrudan ya da dolaylı olarak geldiğini inanç sistemleri kabul eder. İlk atalar, bazı bilgeler, peygamberler gibi seçilmiş kişiler Tanrı’nın inayetiyle dinin önderleri ve kurucuları olmuşlardır. Tanrısal buyrukların önderlere ulaşma yolu ilham ve vahiydir. Tanrı’dan geldiğine inanıldığından vahiyler tartışmasız doğru kabul edilirler. Kişiler, inanç ilkeleri doğrultusunda başta ibadetlerini yapar, ayinlere katılır, yasaklara uyar, ilgili geleneklerin gerekliliklerini yerine getirirler. Dualarda, Tanrı’nın kişinin sorunlarını çözmesine ve ihtiyaçlarını gidermesine yardımcı olması rica edilmektedir. Felaket, hastalık ve yaşlılık gibi ölüm tehlikesinin öne çıktığı hallerde dualar ve ibadetler sıklaşmaktadır. İnanç sistemlerinin her biri hakikatin kendilerine bildirildiği iddiasındadırlar. İnanç sistemleri, kainatın Tanrı tarafından kurulduğu, mükemmel olduğu ve ondaki her şeyin Tanrı’nın ya da tanrıların isteğine göre gerçekleştiği, ilk ataların, bilge kişilerin ve rahiplerin Tanrı’yı ve kainatı bildikleri kabullerinden hareketle, insanları hakikat yolunda yaşatmaya çalışmaktadırlar. İnanç söylemleri,
Tanrı’yı ve kainatı eksiksiz bilme iddiasını içermektedirler. Tanrı tarafından yaratılan ilk atanın yaptığı bütün eylemlerini inancın bölümleri olarak yorumlamak kültürel yapıdaki bütün değer sistemlerini ve toplumun oluşturduğu bütün kurumları dinin parçaları olarak görmüşlerdir.
Toplumlar büyüyüp karmaşık hale gelince, kabile aşamalarında oluşturulan inanç sistemleri, hem kendi içlerinden hem de toplumun diğer değer sistemlerinden gelen eleştirilere maruz kalmışlardır. İnanç sistemlerinin Tanrı ve kainat hakkındaki hakikati bildikleri inancı çok iddialıdır. Mütevazi olunmalıdır. Tanrı, kainat, canlılık konularında insan türü çocukluk aşamasını yaşadığını gösterir malzemelerin sayısı giderek artmaktadır. Bütün değer sistemlerinin dönüştüğü ve insanlığın bilgi seviyesinin ne kadar az olduğunun bilincine varıldığı bir dönemde din felsefesi gibi bir araştırma alanının ortaya çıkması kaçınılmazdır.
Felsefe, bilgelik temelli evren tasavvurundaki yetersizlikleri ve tutarsızlıkları tartışarak oluşmuştur. Esas kaygı, insanın kendini açıklamak için kullandığı bilgilerin güvenilirliklerinin tartışılması ve güvenilir bilgilere ulaşmaktır. Eldeki bilgilerin güvenilir olup olmadıkları alana ilişkin tartışmalarda özellikle de araştırmalarda ortaya çıkmaktadır. Güvenilir bilgilere ulaşma çabaları felsefi düşünce tarzını meydana getirmiştir. Felsefe, her hangi bir konunun kişi tarafından eleştirel bir şekilde araştırılıp, konunun, ilkelerini, kavramlarını, süreçlerini, amaçlarını, sorularını, sorunlarını, konu hakkında diğer düşüncelerin eleştirilerini birbirleriyle ilişkilendirilerek konunun yeniden kurulmasıdır. Sahip olduğumuz bütün bilgiler ya eksiktir, ya hatalıdır ya da yanlıştır; “benimkiler de dahil”. Bu kabul iki sonucu ortaya çıkarmaktadır:
1. Şüphe felsefeyi oluşturan temel ilkelerden biridir. Felsefeci olmak isteyen kişi şüphe ve
eleştiriyi ilk adım olarak öğrenmelidir.
2. Bilgi birikimimiz arttıkça, doğru sandığımız bilgi ve düşünceler değişmektedir. Sahip
olduğumuz bilgilerin hakikat ya da doğru olduklarını ileri sürerken iyi düşünmeliyiz.
Felsefenin belirlenmiş bir konusu yoktur. Her şeyi konu yapmak imkanına sahiptir. Varlık, bilgi, mantık, ahlak, siyaset, sanat gibi öne çıkan felsefenin başlıca konuları değil, felsefede en çok çalışılan konulardır. Herhangi bir alana ilişkin sorulardan hareketle kavramsal araştırmalar yaparak sorun hakkında teorik temellendirmeler yapmak felsefenin olağan işidir. Felsefeye özel bir bilgi türü yoktur. Felsefi çerçevede üretilen bilgiler diğer bilgi
türleriyle büyük ölçüde aynıdır. Hakikati araştırdığı bildirilen felsefenin ürettiği metinlerdeki hiçbir bilgi bu özelliğe sahip değildir. Her hangi bir filozofun kitabındaki bilgilerin hangilerinin felsefi hangilerinin diğer bilgi türlerine ait oldukları ayırt edilemez. Düşünce üretmek her zaman yönteme bağlı gerçekleşmektedir. Felsefenin kendine özel yöntemi yoktur. Akıl ve aklın çalışma tarzı olan akıl yürütme, bütün anlamlandırmaları, düşünce üretimlerini, araştırmaları gerçekleştiren yetidir. Akıl yürütme temeline dayanan mantık hem kişilerin düşünme kurallarını hem de araştırma alanlarının temel yöntemi olarak kullanılmaktadır.
Başka düşünürlerin düşüncelerini araştırmak ve öğrenmek büyücü (akademisyen) olabilmenin temel şartları arasındadır. İnsan olarak her birimizin bilgilerinin tamamı başkalarından yani içine doğduğumuz toplumdan geldiğinden başkalarına zorunlulukla bağımlıyız. Büyücü (akademisyen), öncelikle araştırmacı olmak ve araştırdığı alana ilişkin kendi düşüncelerini geliştirmek özelliğine sahip olmalıdır. Araştırmacılık özelliği doktora sürecinde içselleştirilip kullanılmalıdır. Doktoraya başladığı dönemden itibaren, araştırma konusu yaptığı alanı iyi tanıyabilmek için alandaki farklı sorunları, kavramları, düşünceleri araştırmalı ve yayınlamalıdır. Felsefe kişinin kendine sorduğu soruyu cevaplamasıdır. Felsefe sorusunu kişi kendine
sormaktadır. Sorunun cevabı başka düşünürlerde aranmamalı soruyu soranın vermesi gerekmektedir. Başka düşünürlerin konuyla ilgili görüşleri araştırmacının yapmak istediği temellendirmenin belli kısımlarında malzeme olarak kullanılırlar. Sorulan sorunun cevabı başka düşünürlerden alındığında çalışma bir derleme olarak felsefe tarihçiliğine dönüşmektedir. Felsefe sorularının bir kısmı da tartışılan konunun daha iyi anlaşılması için sorulmaktadır. Araştırılan konu, yöntem unsurlarına bağlı kalarak, konu hakkındaki bilgileri eleştiriden geçirerek alanın ilkelerini, kavramlarını, sorunlarını, birbirleriyle ilişkilendirerek araştırmacının kendi sorusu bağlamında temellendirmesi felsefe yapmak anlamına gelir.
Felsefe ile din arasında, yöneldikleri amaç bakımından bir benzerlik vardır. Her ikisi de varlık ve değer bakımından en temel olanı bulmaya çalışır. Evreni ve insanı anlama ve açıklama çabası içindedirler. Felsefe ile din arasında kaynakları ve yöntemleri bakımından farklılıklar vardır. Dinde ortaya konan bilgiler vahiy yoluyla Tanrı elçileri vasıtasıyla iletilir. Felsefede ise doğrulara akıl ve akıl yürütme yoluyla ulaşılır. Din kaynağı bakımından ilahi, felsefe ise insan ürünüdür. Yine din değişmeye kapalıdır. Kuşkuya yer yoktur. Temel kural ve emirlere iman gerekir. Felsefe ise akıl yürütmeye dayalıdır; soru sorar, şüphe eder, eleştiriye açıktır. bu sayede sürekli yeni bilgiler ortaya koyar ve değişir.
Felsefe ile dinin benzer yönleri şunlardır:
Felsefenin konusu içine giren bazı sorunlar dinin de konuları arasında yer alır. Felsefe; evreni, insanı, yaşamı tanımaya çalışırken “Evren nasıl oluşmuştur?” ve “İnsanın varlık amacı nedir?” gibi soruları sorar. Bu sorular özellikle ilah dinlerde de sorulup cevaplanmaktadır. Yani felsefe de din de insanın varlık amacı, evrenin varoluşu, yaşamın değeri, ahlaklılık, değerler, insaniyet vb. konuları içinde barındırır.
Felsefe ile dinin farklı ve ayrılan yönleri şunlardır:
Felsefede kuşkucu ve eleştirel bir tavır vardır. Bu tavır, insanın doğru bilgiye ulaşmasına yardımcı olur. Dinin doğruları ise kutsal kitabın ve peygamberin bildirdiklerinden oluşur. Dinin doğrularına iman ettikten sonra kuşku duyulmaz. Çünkü bu doğrularda inanç (iman) esastır. Daha felsefi ifadeyle din dogmatiktir, felsefe ise akılcı bir faaliyettir.
Soru Tarat
Soru Tarat
Sorunu tara hemen cevaplansın.
Kitaptan sorunu tara cevaplansın.
Cevap Yaz
* Cevabınız incelendikten sonra yayınlanacaktır..
- felsefe din ilişkisi
- felsefe din ilişkisini açıklayınız
- felsefe din ilişkisi benzer ve farklı yönleri
- felsefe-din ilişkisi pdf
- felsefe-din ilişkisi konusu
- din-felsefe ilişkisi makale
- felsefe din iliskisi nedir kisaca
- felsefe din bilim ilişkisi
- felsefe ve din ilişkisi üzerine ibn rüşd
- felsefe ile din ilişkisi
- Edebiyat İle Felsefe Arasındaki İlişki
- Sanat Felsefesi
- Platonun Mağara Benzetmesi
- Felsefe ve bilimin ortak ve farklı yönleri
- Felsefe
- Felsefi Bilgi
- 18. Yüzyıl Felsefesi
- Analitik Felsefe
- Skolastik
- Helenistik Felsefe
- Estetik
- Rönesans Döneminde Ortaya Çıkan Felsefi Akımlar
- Rönesans Felsefesi
- 19. Yüzyıl Felsefesi
- 20. Yüzyıl Felsefesi
- Hukuk Felsefesi
- Ortaçağ Felsefesi
- Ortaçağ İle Rönesans Felsefesinin Karşılaştırılması
- 17. Yüzyıl Felsefesi
- İlkçağ Felsefesi
- Sanat Felsefesinin Temel Problemleri
- Din ve felsefenin ortak ve farklı yönleri
- Felsefe ile Sanatın Ortak ve Farklı Yönleri
- Aydınlanma Felsefesi
- Doğru bilginin imkansızlığını savunan görüşler
- Yeniçağ Felsefesi
- Felsefenin amacı
- Orta Çağ Felsefesi
- Varlık Felsefesi
- Bilgi Felsefesi